Genel Bilgiler

Kullanıcılar İçin

SORU: Otel/ restoran/ kafe/ bar sahibiyim, işletmemde fikir ve sanat eseri kullanmak/ çalmak/ göstermek istiyorum, bu konuda yasal sınırlar içerisinde yapmam gerekenler nelerdir?

5846 sayılı kanunun 41. maddesine göre fikir ve sanat eserlerinin girişi ücretli veya ücretsiz umuma açık mahallerde kullanılabilmesi bakımından hak sahipleri veya üyesi olduğu meslek birliklerinden sözleşme yapmak yoluyla izin alınıp, mali hak ödemelerinin yapılması gerekmektedir.

SORU: Radyo televizyon kuruluşu/ yayın kuruluşu sahibiyim, yayınlarımda fikir ve sanat eseri kullanabilmek için yasal sınırlar içerisinde yapmam gerekenler nelerdir?

5846 sayılı kanunun 43. maddesine göre fikir ve sanat eserlerinin yayınlarda kullanılabilmesi bakımından hak sahipleri veya üyesi olduğu meslek birliklerinden sözleşme yapmak yoluyla izin alınıp, mali hak ödemelerinin yapılması gerekmektedir.

SORU: Meslek birliklerinin tarifeleri nasıl belirlenmektedir?

Faaliyet gösterdikleri sektörlerde; eser sahipleri veya bağlantılı hak sahipleri meslek birlikleri, yapılan sınıflandırmaya bağlı olarak eser, icra, fonogram, yapım ve yayınların kullanımından veya iletiminden kaynaklanan ödemelere ilişkin tarifeleri tespit ederler. Tarifeler her takvim yılının dokuzuncu ayında kullanıcıları temsil eden ve kanunla kurulmuş kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile Bakanlığa bildirilir ve kamuoyuna duyurulur. Onuncu ayda tarifeler üzerinde uzlaşma sağlanamaması ve sözleşme yapılamaması halinde, en geç bu ayın sonuna kadar, meslek birlikleri veya kullanıcıları temsil eden meslek kuruluşları tarafından bu tarifelerin Bakanlıkça oluşturulacak uzlaştırma komisyonunda müzakere edilmesi talep edilebilir. Meslek birliklerince belirlenen tarifeler üzerinden sözleşmenin yapılmaması halinde, taraflar yargı yoluna başvurabilirler.

İçerik telifhaklari.gov.tr sitesinden alınmıştır

Üyeler İçin

SORU: Meslek Birliği nedir, nasıl kurulur?

Eser sahipleri, bağlantılı hak sahipleri ve süreli olmayan yayınları çoğaltan ve yayanların, üyelerinin ortak çıkarlarını korumak ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun bu kişilere tanıdığı hakların idaresini ve takibini, alınacak ücretlerin tahsilini ve hak sahiplerine dağıtımını sağlamak amacıyla, Kanunda belirlenmiş alanlarda kurulan birliklerdir. Meslek birliğinin kurulması için eser sahipleri veya icracı sanatçılar bakımından zorunlu organlarının asıl üye sayısının dört katı kadar, yapımcılar, radyo-televizyon kuruluşları ve yayımcılar bakımından bu organların asıl üye sayısının iki katı kadar üye olma niteliklerini taşıyan gerçek veya tüzel kişiler meslek birliği olarak faaliyet gösterebilmek için izin almak üzere Bakanlığa başvurmak zorundadırlar. Meslek birlikleri bu izni aldıktan sonra kuruldukları alanda faaliyet gösterirler.

SORU: Aynı alanda birden fazla meslek birliği kurulabilir mi?

5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 42. maddesi ile Fikir ve Sanat Eseri Sahipleri ile Bağlantılı Hak Sahipleri Meslek Birlikleri ve Federasyonları Hakkında Tüzüğün 8 inci maddesi uyarınca aynı alanda birden fazla meslek birliği kurmak mümkündür. Aynı alanda faaliyet gösteren meslek birliği mevcutsa, bu alanda başka bir meslek birliğinin kurulabilmesi için, belirlenmiş asgari kurucu üye sayılarından az olmamak kaydıyla o alanda kurulmuş en fazla üyesi olan meslek birliğinin üye tam sayısının 1/3’ü kadar üye olma niteliklerini taşıyan gerçek veya tüzel kişinin başvurması gerekmektedir.

SORU: Kimler meslek birliğine üye olabilir?

Fikir ve Sanat Eseri Sahipleri ile Bağlantılı Hak Sahipleri Meslek Birlikleri ve Federasyonları Hakkında Tüzük’te öngörülen şartları taşıyan herkes birliğe üye olabilir.

Üye olabilme şartları şunlardır:

a)Eser sahibi veya bağlantılı hak sahibi gerçek veya tüzelkişi olmak,
b)Medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olmak,
c)Birliklerin koyacağı ölçütlere uygun olmak,
d)Yapımcı veya yayın kuruluşları bakımından, en az altı aydan beri ticaret siciline kayıtlı olarak fiilen üretimde bulunmak

SORU: Üyelik çeşitleri nelerdir?

Üyelik çeşitleri; asıl üye, yararlanan üye ve aday üye olmak üzere üç türlüdür.

SORU: Yararlanan üye kimlerdir?

a)Eseri meydana getirmeyen ancak, miras ya da devren iktisap yoluyla veya doğrudan eserin mali haklarını kullanma yetkisine sahip olan kişiler,
b)Medeni haklarını kullanma ehliyetine sahip olmayanlar adına veli ya da vasileri

SORU: Üyelikten çekilme nasıl olur?

Fikir ve Sanat Eseri Sahipleri İle Bağlantılı Hak Sahipleri Meslek Birlikleri ve Federasyonları Hakkında Tüzüğün 18.maddesi gereğince üyeler yazılı başvuruyla birlik üyeliğinden çekilme isteğinde bulunabilirler. Üyelik, bu başvuruyla sona erer.

SORU: Meslek birliklerinin denetimi nasıl yapılmaktadır?

Meslek birlikleri, idari ve mali açıdan Bakanlığın denetimine tabidir.
Bakanlık, meslek birliklerinin 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca belirlenmiş görev ve yükümlülükleri yerine getirip getirmediklerini her zaman kendisi denetleyebileceği gibi, bu denetimin bağımsız denetim kuruluşlarınca yapılmasını da meslek birliklerinden isteyebilir.

İçerik telifhaklari.gov.tr sitesinden alınmıştır

Tüm Yönleriyle Telif Hakları ve Eser

Telif Hakkı Nedir?

Kişinin her türlü fikri emeği ile meydana getirdiği ürünler üzerinde hukuken sağlanan haklardır.

1948 Tarihli Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 27’inci Maddesi:

“1. Herkes toplumun kültürel faaliyetine serbestçe katılmak, güzel sanatları tatmak, bilim alanındaki ilerleyişe katılmak ve bundan yararlanmak hakkına sahiptir.
2. Herkesin sahibi bulunduğu (yarattığı) her türlü bilim, edebiyat veya sanat eserinden doğan manevi ve maddi yararlarını korunmasını isteme hakkı vardır.”

  • Eserler, insan hayatını yaşamaya değer kılan bir güvencedir. Buluşlar ve sanat eserlerini korunmasını sağlamak, dikkatle izlenmesi gereken bir Devlet görevidir. Devlet «buluşlar ve sanat eserlerinin korunması» görevini yasal kurallar öngörmek suretiyle yerine getirecektir.
  • Kültür yaşamını düzenleme görevinin devlet tarafından üstlenilmesi zorunluluğunun beş temel nedeni bulunmaktadır. Bunlar; Toplumsal Adalet Kültürel Gelişim Ekonomik Etken Manevi Neden Ulusal Saygınlık Teknolojideki hızlı gelişimdir.
  • Fikri hakların korunması temel insan haklarından biridir.
  • Fikri Hakların gelişiminde iç dinamiklerden çok dış dinamiklerin etkisi olmuştur.
  • Fikri hakların ekonomik boyutu yadsınamaz bir hal almıştır.
  • Yaratıcı düşünce ürünlerinin yeterince korunmadığı bir toplumda ilerleme kaydedilmesi mümkün değildir. Bu koruma ise devletin görevidir ve ancak etkin bir fikri hak mevzuatıyla mümkündür.
  • Fikri haklarda eser sahibi ile toplum, ulusal menfaatler ve dış dinamikler arasındaki dengeler esastır ve bu denge kurulduğu oranda fikri hukuk mevzuatı başarıya ulaşmış sayılır.

Telif Haklarının Özellikleri

  • Telif Hakkının doğması için tescile gerek yoktur. Fikir ve sanat eserleri üzerindeki haklar eserin üretilmesiyle birlikte doğar.
  • Telif hakları soyut niteliğe sahiptir. Telif hakları ile koruma altına alınan, insan düşüncesinin yarattığı maddi olmayan mallardır. Telif hakları somutlaştığı maddeden ayrı ve bağımsız bir varlık ve hukuki değere sahiptir.
  • Telif haklarında ülkesellik ilkesi geçerlidir. Koruma hangi ülkede talep ediliyorsa koruma şartları o ülke mevzuatına göre belirlenir.
  •  Mutlak hak niteliğine sahiptir. Telif hakları herkese karşı ileri sürülebilirler. Ancak toplum menfaatinin korunması gibi nedenlerle bu mutlak hakka çeşitli sınırlamalar getirilmiştir. Mutlak hakka getirilen sınırlandırmalar: Kamu düzeni, genel ahlak, kamu yararı gibi sebeplerle getirilen sınırlamalar ve hususi menfaat (şahsi kullanım vs.) yararına getirilen istisnalardan oluşmaktadır. (Örneğin, bir eserin kâr amacı güdülmeksizin, şahsi kullanım amacıyla çoğaltılabilmesi mümkündür.)
  • Fikri mülkiyet hakları belli bir süre boyunca korunurlar.(fikir ve sanat eserlerinde 70 yıl vs.) Fikir ürünleri somutlaştıkları eşyadan ayrı ve bağımsız bir hukuki statüye sahiptir. 
  • Fikri ürünler özel kanun, tüzük ve yönetmelikler çerçevesinde düzenlenmektedirler.

Telif Haklarının Tarihsel Gelişimi

İlk ve Ortaçağ Dönemi

O dönemlerde fikir ürünlerinin korunmasına ilişkin olarak, “Bir şeyin aslına sahip olan kimse, onun teferruatına da sahip olur.” ilkesi benimsenmiştir.Eseri üretenin, iktisaden veya manevi yönden korunmasına da gerek duyulmuyordu.

İmtiyazlar Dönemi

Fikri haklara ilişkin ilk düzenlemeler, matbaanın icadıyla başlamaktadır. Bu nedenle, matbaanın icadı, fikri hakların gelişimi açısından bir dönüm noktası olarak kabul edilmektedir. Matbaanın icadıyla birlikte, eserler, sayısız olarak çoğaltılmaya başlamış, bu yolla kazanç elde eden müteşebbis bir sınıf doğmuş ve bunun sonucu olarak da fikri haklar alanında hukuki koruma ihtiyacı doğmuştur.
Fikri haklar alanındaki ilk düzenlemeler, idari otoritelerin emirleri ile verilen basım imtiyazları şeklinde ortaya çıkmış ancak imtiyazlar giderek yayınevi mülkiyeti denilen ve eser sahibinin hakkını bertaraf eden bir aşamaya ulaşmıştır.
Eser sahiplerini koruyan ilk kanun, İngiliz Parlamentosu tarafından 1709’da kabul edilen “Kraliçe Anne Kanunu” (The Statute of Anne) adını taşıyan kanundur.

Türkiye’de Telif Haklarının Tarihsel Gelişimi

İlk Türk matbaasının 1727’de kurulmuş olması nedeniyle telif hakları alanında Batıdaki gelişmeler yaklaşık 300 yıl gecikme ile takip edilebilmiştir. Ülkemizde, Osmanlı döneminde telif hakkıyla ilgili ilk hukuki düzenleme 1857 tarihli Telif Nizamnamesidir. Bu Nizamnameye göre, eseri basanın basılan nüshalar tükeninceye kadar, eser üzerinde zilyetliği bulunmaktaydı. Yazara da hayat boyu imtiyaz tanınmakta ve basan ile anlaşmak ve satmakla ilgili konular düzenlenmekteydi, ayrıca anlaşmadaki sayıdan fazla bastıran kişiler cezalandırılmaktaydı

Gerçek anlamda ilk fikir ve sanat eserleri kanunu olan “Hakkı Telif Kanunu” 8 Mayıs 1910 tarihinde çıkarılmıştır. Hakkı Telif Kanunu ise Milli Eğitim Bakanlığı’nın talebi ve İstanbul Hukuk Fakültesi’nin de talimatı üzerine, Prof.Hırsch tarafından hazırlanan 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun yürürlük tarihi olan 1 Ocak 1952 tarihine kadar yürürlükte kalarak, Türk kültür ve sanat yaşamını belirleyecek olan bir kanun olarak yürürlüğe konulmuş ve Kanunun  14 üncü maddesi ile çeviri bütünüyle serbest bırakılmıştır.

Gerek 1910 tarihli Hakkı Telif Kanunu gerekse Türkiye’nin 1886 Bern Sözleşmesi’nin 1948 belgesine katılmasını gerçekleştiren 5777 sayılı kanun, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 1 Ocak 1952 tarihine kadar uluslararası alandaki gelişime uzak kalmıştır.

5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ise Profesör Ernst Hirsch tarafından hazırlanmış ve 1952 yılında yürürlüğe girmiştir. 1952’de yürürlüğe giren 5846 sayılı kanun ise 1983, 1995, 2001, 2004 ve 2007 ve  2008 yıllarında değişikliğe uğramıştır

Ülkemizin Uluslararası Anlaşmalara Katılımına İlişkin Tarihsel Süreç

Cumhuriyet döneminde, Lozan Anlaşmasına ekli Ticaret Sözleşmesinde, Türkiye’nin sınai, edebi ve artistik mülkiyetin korunmasıyla ilgili milletlerarası anlaşmalara 12 ay içinde katılması öngörülmüştür.
Ancak, Türkiye, çeviri eserlere olan ihtiyacına işaret ederek konuya ilişkin çekince ileri sürmüş, sözleşmeye taraf olan diğer devletlerin itirazı üzerine Türkiye’nin sözleşmeye katılması mümkün olmamıştır.
Türkiye, Bern Birliği’ne 1951 tarih yılında taraf olmuş; 1995 yılında ise Bern Sözleşmesi’ni kabul etmiştir. Bern Sözleşmesi’ne katılım hazırlığının yapıldığı süreçte Hakkı Telif Kanunu’nun ihtiyaçlara cevap veremediği daha iyi anlaşılmış, Bern Sözleşmesi’nin hükümlerine uyumlu bir kanunun çıkarılması gereği ortaya çıkmıştır.
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun Düzenleme Alanı
5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda telif haklarının aşağıda belirtilen temel unsurları düzenlenmektedir.

  • ESER
  • ESER SAHİBİ
  • ESER SAHİBİNİN HAKLARI
  • KORUMA SÜRELERİ
  • ESER SAHİBİNİN HAKLARINA İLİŞKİN İSTİSNA VE KISITLAMALAR
  • MESLEK BİRLİKLERİ
  • HAKLARIN DEVRİ (SÖZLEŞMELER)
  • BAĞLANTI HAKLAR
  • İHLAL VE YAPTIRIMLAR

Eser

Kanunumuza göre bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilip koruma altına alınabilmesi için;

  • Fikri bir çabanın ürünü olması,
  • Sahibinin hususiyetini taşıması,
  • Şekillenmiş olması,
  • Kanunda sayılan eser türlerinden birine girmesi, gerekmektedir.

Eser  Çeşitleri

  • İlim ve edebiyat eserleri
  • Musiki eserleri
  • Güzel sanat eserleri
  • Sinema eserleri
  • İşlenme ve Derlemeler

Eser Sahibi

Kanunumuza göre; bir eserin sahibi onu meydana getiren kişidir. Bir eserin birden fazla sahibi olabilir.
Bir işlemenin veya derlemenin sahibi, asıl eser sahibinin hakları saklı kalmak kaydıyla onu işleyendir.
Sinema eserlerinde; yönetmen, özgün müzik bestecisi, senaryo yazarı eserin birlikte sahibidir. Ayrıca çizgi filmlerde animatör de eser sahipleri arasında sayılmıştır.

Haklar ve Yaptırımlar

Eser Sahibinin Hakları

5846 Sayılı Kanunda eser sahibine ilişkin haklar mali ve manevi haklar şeklindedir.

Manevi Haklar:

  • Umuma arz hakkı
  • Adın belirtilmesi yetkisi
  • Eserde değişiklik yapılmasını men etme yetkisi
  • Eser sahibinin malik ve zilyede karşı haklar

Mali Haklar ise;

  • İşleme Hakkı: Diğer bir eserden yararlanmak suretiyle bu esere oranla bağımsız olmayan ve işleyenin hususiyetini taşıyan fikir ve sanat ürünleri meydana getirme hakkı,
  • Çoğaltma Hakkı: Bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak nüshasının veya nüshalarının çıkarılmasıdır.
  • Yayma Hakkı: Bir eserin aslını veya çoğaltılmış fiziki nüshalarını kiralamak, ödünç vermek, satışa çıkarmak veya diğer yollarla dağıtma hakkıdır.
  • Temsil Hakkı: Bir eserden, doğrudan doğruya yahut işaret, ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak, oynamak ve göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkıdır
  • Umuma İletim Hakkı: Bir eserin aslının veya çoğaltılmış nüshalarının radyo-TV , uydu ve kablo gibi telli veya telsiz yayın yapan kuruluşlar vasıtasıyla veya dijital iletim de dahil olmak üzere işaret ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla yayınlanmasıdır.

Hakların Devri

Eser sahipleri veya mirasçıları mali haklarını karşılıklı veya karşılıksız, süreli veya süresiz olarak devredebilirler. Mali haklara ilişkin sözleşmelerin yazılı olması ve devre konu hakların ayrı ayrı gösterilmesi şarttır.
Hakların İstisnaları

  • Kamu Düzeni Düşüncesiyle
  • Genel Menfaat Düşüncesiyle
  • Kişilerin Hususi Menfaati Düşüncesiyle
  • Kopya ve neşir
  • Hükümete Tanınan Yetkiler

Bağlantılı Hak Sahipleri

İCRACI SANATÇILAR: Bir eseri özgün bir biçimde yorumlayan, tanıtan, anlatan, söyleyen, çalan ve çeşitli biçimlerde icra eden sanatçılardır.
FONOGRAM YAPIMCILARI: Bir icra ürünü olan sesleri veya diğer sesleri plak, kaset, CD gibi ses taşıyıcılarına ilk defa tespit eden ve bu durumun hukuksal sorumluluğunu üstlenen gerçek ya da tüzel kişilerdir.
RADYO-TELEVİZYON KURULUŞLARI: Kablolu, kablosuz veya uydu aracılığıyla her türlü yayın yapan kuruluşlarıdır.
FİLM YAPIMCILARI: Görüntüleri anlaşılabilecek, çoğaltılabilecek veya iletilebilecek şekilde; bir araca ilk kez kaydeden gerçek veya tüzelkişidir.

İçerik telifhaklari.gov.tr sitesinden alınmıştır